BÜYÜKŞEHİR’ de MADENLER SİZLERE ÖMÜR, MERALARI MAHKEME KURTARDI

buy Albendazole online
buy Retin-A online order Topamax on line

Meclis’ten geçerek yasalaşan Büyükşehir Kanunu ile İl Özel İdaresi  kaldırıldı, maden ve taş ocaklarına ruhsat verme yetkisi Valiliğin emrindeki bir komisyona verildi, böylece madenler üzerinde yerel yönetimin ve seçilmiş İl Genel Meclisinin  denetimi  sona erdi.

Bundan böyle merkezi idarenin ildeki temsilcisi olan atanmış Valilik makamı siyasetin emrinde olacak, ” Emredersiniz Bakanım ” dönemi başlayacak. Madenci lobisinin dediği oldu, maden ruhsatı verilecek bölgede  çevreye verilecek zararın önlenmesi artık  mümkün değil, böylece yerel halkın söz hakkı da ortadan kaldırıldı.

Taş ve kayrak ocakları da maden sayılıyor. Aydın – Muğla sınırında Bafa gölü kuzeyindeki Beşparmak (Latmos) dağlarında yeni ruhsat verilen bir çok maden ocağı, bölgenin tarihi ve doğal dokusuna zarar vermeye devam ediyor. Yakındoğu arkeolojisinde Göbeklitepe kadar değerli binlerce kaya resimlerinin bulunduğu mağaralar ve binlerce yılda oluşan doğal peyzajın  tahribatına yol açacak bu gelişme çevrecileri ayaklandırdı.

Yarın Bodrum’un ortasındaki Oyuklu dağına taş ocağı ruhsatı verilmeyeceğini kim garanti edebilir ? Bitez tarafında eski izinli bir taş ocağı var, sezonun ortasında dinamitli patlama yapıyor.  Niçin seçilmişin iradesinden korkuluyor ? Yerinden yönetimden   madenlere ruhsat verme yetkisi niçin kaçırılıyor ? .

Yeni Büyükşehir Yasasının hangi hukuk anlayışı ve hangi hukuk tekniği ile hazırlandığı, kimlere danışıldığı belli değildir. 3030 sayılı 27 Haziran 1984 tarihli Büyükşehir Belediyeleri Yasası ile hukukumuza giren yönetim şekli, adı üstünde nüfusu yoğunlaşmış, sanayileşmiş büyük yatırımlar gerektiren büyük il merkezlerinde  hizmetlerin planlı, etkin ve uyum içinde yürütülmesini sağlamak amacı ile çıkarılmıştı.

İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük ile merkezleri için öngörülen Büyükşehir yönetiminde, 1984 ‘den bu yana  ilçe belediyeleri ile özellikle imar planlarında yetki tartışmaları ve gelir bölüşümü kavgaları hiç bitmemiştir. Yeni Yasa ile bulvarlar, ana caddeler, iskele meydanları, plajlar reklam ve otopark gelirleri, su işletmesi gelirleri hepsi Büyükşehir Belediyesine geçecektir, ilçe belediyeleri gelirini ve yetkisini kaybedecektir.

Geçtiğimiz yıllarda büyükşehirlerin sınırı, kentlerin büyümesi nedeniyle ” 50 Km.lik  Pergel Yasası ” ile merkezin 50 km çevresini içine alacak şekilde genişletilmişti. Son çıkan  il sınırlarını Büyükşehirin sınırı yapan  6360 sayılı 12 Kasım 2012 tarihli Büyükşehir Yasasının , 1984 ‘teki ilk yasanın çıkış amacı ile hiçbir alakası yoktur, dağ başlarındaki yüzlerce köyün, kırsal alanın belediye kavramı ve şehirleşme ile ilgisi bağlantısı yoktur.

Yine bu Hükümetin Bakanlar Kurulu, 2011 Ağustos ayında  çıkardığı 648 sayılı KHK (Kanun Hükmünde Kararname)  ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına her türlü alanda imar planı yapma yetkisi verildi, doğal sit yetkisi bağımsız koruma kurullarından alındı, Özel Çevre Koruma (ÖÇK) kaldırıldı.

KHK ile Valilikçe tespit edilecek meraların talepte bulunanlara 29 yıl kiralama ile tahsis yapılarak inşaat yapılmasının yolu açılmıştı, bu KHK ‘ye karşı Anayasa Mahkemesine CHP’nin yaptığı başvuruyu görüşen Yüksek Mahkeme, KHK’ nin bu hükmünü Anayasaya aykırı bularak geçen hafta iptal etti.

Kurucu başkanı bulunduğum  BİTAV (Bitez Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği) öncülüğünde 24 Ekim 2004 tarihinde yapılan “Adaboğazı Kiralanamaz ” yürüyüşüne iki bin kişi katılmıştı,  başvurumuz üzerine   Adaboğazı yarımadasının Bitez tarafı Valilik Mera Komisyonunca mera alanı olarak tescil edilmişti.  Bu KHK çıktığı günden beri Bodrum’un çevrecileri, Adaboğazı taliplilerini ( talihlilerini) ” çomağı yanına alarak ” bekliyorlardı, ama buraya göz koyanlar için başka bir KHK çıkabilir.

Anayasa Mahkemesi kararları geçmişe etkili olamayacağından 2011 Ağustos ayından bu yana ne kadar merada ” Atı alan Üsküdar’ı geçti”  bilemiyoruz. Köyceğiz’ de Namnam çayı üzerinde HES kurulması talebi, 7 Mayıs 2012 tarihinde Muğla İl Genel Meclisinde oy çokluğu ile  reddedilmişti. Geçen hafta  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı , KHK ‘ deki yetkisini kullanarak HES yapımına izin verdi.

Anayasada yasama (kanun yapma)  yetkisi TBMM’ ye aittir, ancak hükümet daha önce Meclis’ten bazı konularda düzenleme yapma yetkisi almışsa, Bakanlar Kurulu;  Meclise hiç danışmadan KHK düzenleyerek kanun gibi yürürlüğe konuluyor.

Yasama hukukunda, çok acil ve olağanüstü hallerde kullanılması gereken bu kanun yolunu, nedense tüm hükümetlerimiz sıklıkla kullanmaktadır. Yürütme organı Hükümet, hem Meclis ‘te muhalefetle boğuşmaktan kurtuluyor, hem ertesi günü icraatına başlıyor.

İstanbul Hukuk Fakültesinde hocamız  Prof .Dr. Vecdi Aral , ” Hukuk ve Hukuk Bilimi Üzerine ” (1971 basım)  kitabında hukukun fonksiyonlarını şöyle sıralıyor ” Hukuk düzeni barış sağlar, Hukuk düzeni güvenlik sağlar, Hukuk düzeni eşitlik sağlar ve özgürlük sağlar. Hukukun son amacı Adalettir ” demektedir.

Hukuki yönden bir çok eksiği olan Büyükşehir Yasası,  Anayasa Mahkemesinden döner mi ?  bilmiyoruz,  ancak bir hukukçu için bu tür düzenlemeleri hangi hükümetin yaptığı değil, hukuk bilimine, hukukun evrensel ilkelerine ve ülkesel Anayasaya aykırı olup olmadığı önemlidir.