Bodrum Gündem

BODRUM’A BORÇLUYUZ / Nuran Yüksel Yazıları….

BODRUM’A BORÇLUYUZ… BODRUM DURUŞUNU CÜMLE ÂLEME GÖSTERMEK ZORUNDAYIZ.

Kent Konseyi’nin Olağan Genel Kurul’u yapıldı. Günlerdir, haftalardır Bodrum gündemini meşgul eden, iktidar tarafından Bodrum’a yapılmak üzere projelendirilen Külliye ve TOKİ’lerle ilgili izlenecek yol haritası belirlenerek Genel Kurul’a sunuldu.

Umdum ki, Nurol Kültür Merkezi, Bodrum sevdalılarıyla dolup taşar. Bazen öyle zamanlar olur ki yaşanılan konular bardağı taşıran son damladır.

Salon boştu. Bodrum’da yaşamak insanı çok dingin ve sakin yapıyor. Ege’nin suları gibi. Çok az zamanlarda coşuyor, kabarıyorlar. Sonra yine esen tatlı meltem, insanları uyuşturuyor. O nedenle kala kala yine bazen doğru, bazen yanlış yapan ama, yaşadıkları topraklar ve yaşadıkları hayata dair konuşmaktan vazgeçmeyen bir avuç insan kalıyor ortalıkta.

156 bin nüfuslu kentte, toplantıya ancak 100 kişi katıldı. Bodrumlular, Bodrum’da yaşayanlar, kurumlar ve siyasi partilerin üyeleri, yine sadece seçtiklerine havale etmeyi tercih ettiler kendilerini  direkt ilgilendiren, çok önemli konuları.

Oysa ki bugünler Bodrum’un ve değerlerinin “önüne yatma günüdür.”

Ey!.. Ana muhalefet partisinin üyeleri

Ey!.. MHPli, HDPli olan muhalefetin üyeleri

Hepimiz biliyoruz ki, iktidar ve yandaşları Kılıçdaroğlu’nun ifadesini anlamamakta ısrarlı ve kararlı. Son derece bilinçli ve örgütlü bir biçimde saldırıya geçtiler. Çok da başarılılar. Amaç sadece Kılıçdaroğlu’nu yıpratmak değil, CHP’yi, sırayla MHP’yi ve HDP’yi de yok etmek

Bütün bunları biliyor ve görüyorken, çocuk istismarları ve tacizleri karşısındaki gelişmelere ve konuşulanlara karşı “olayların önüne yatıyor” ifadesine karşı bilinçli olarak koparılan fırtınaya muhalefetten çıkan sesler, tepkiler öylesine cılız, güçsüz ve en önemlisi örgütsüz ki.

Neden bugün tüm muhalefetin kadınları, çocuk taciz ve istismarlarına karşı sokaklara dökülmezler. Beraberce ortak hareket edemezler. Anlamak, kabullenmek mümkün değil.

Tıpkı, Bodrum’da yapılması düşünülenlere karşı gösterilen duyarsızlık, eylemsizlik ve örgütsüzlük gibi.

Kent Konseyi Genel Kurulu’nda, Bodrum Valide Camii Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Emin Orman, bana bir Bodrumlu olarak planlanan tesisi onaylayıp onaylamadığımı sordu. (Benim aynı zamanda bir müftü torunu olduğumu biliyordu.)

Evet… Ben de cami derneği başkanı gibi Bodrumluyum. Aynı zamanda Medrese eğitimi görmüş, Kurtuluş Savaşı’nda Kuvay-î Milliye’ye destek olmuş, cumhuriyete inanmış Bodrum Müftüsü Yakup Öneş’in torunuyum. Dini öğretilerimizi, geleneklerimizi, kültürümüzü yaşayarak, yaşatarak büyüdük; bugünlere geldik.

Babam, ramazan aylarında namazlarını her gün bir ağacın altında, bahçede kılardı. “İbadetin en güzeli doğada yapılandır. En büyük ibadethane doğanın kendisidir” dermiş, Müftü dedem. Toprağımıza, havamıza, suyumuza, denizlerimize, ormanlarımıza sahip çıkmanın namus borcu, vatan borcu olduğunu öğrenmişti dedemden. Bizler babamdan, çocuklarımız da bizlerden bu öğretiyi ve inancı aldılar.

İşte bugün benim için Bodrum’u, Bodrum yapan değerlerimizin elimizde kalanlarına sahip çıkmak için mücadele etmek, sevdalısı olduğum topraklara borcumdur. O yüzden artık bir arada olmaya mecburuz demekten asla vazgeçmiyorum.

Aslında artık herkesin görmesi ve anlaması gerekiyor. Bodrum’da yapılmak istenen şey sadece külliye veya TOKİ’ler değildir. Müftü dedemin ve babamın, en büyük ibadethane olarak gördüğü, Bodrum’u Bodrum yapan cennetimiz bugün önlenemez bir büyümeyle karşı karşıyadır. Tahsislerle bizlere, halka, halkın seçtiği yöneticilere hiç sorulmadan adeta talan edilme planları yapılmaktadır. Bodrum’a hiç yakışmayan projeler ve yapılarla, planlamalarla Bodrum kimliği ve kültürü yok edilmektedir.

Plansız, programsız ve vizyonsuz uygulamalarla yeterince talan edilmiş ve yozlaştırılmış, ne yazık ki yeterince sahip çıkamadığımız sevdamız Bodrum’un, bugün bizlere ihtiyacı var.

Çocuklarımızın geleceğini tehdit eden, değerlerimize sahip çıkamayan, Bodrum’u plansal olarak parçalayıp talan etmeye çalışan iktidar anlayışını, ancak çok güçlü bir muhalefet anlayışıyla ve buluşmasıyla çözebiliriz.

Sonuç olarak hangi görüşten olursak olalım, hangi partiyi desteklersek destekleyelim, hangi renkten, dinden olursak olalım, Bodrum’a kimselerin zarar vermesine, artık izin vermeyelim.

Dinimizi, kültürümüzü kimselerin, yanlış anlayışlarla, sevdamız Bodrum adına kullanmalarına izin vermeyelim.

Gün… Bodrum sevdalılarının, ortak değerlerimizle Bodrum duruşunda buluşma günüdür.

Bodrum duruşunu cümle âleme göstermek, Bodrum’un havasını soluyan, suyunu içen, Bodrum’a tatile gelenlerin, Bodrum’a borcudur.

Çünkü, Bodrum ve değerleri, sadece Bodrumluların değil, tüm dünyanın ortak zenginliğidir.

Nuran Yüksel/12 Nisan 2016

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.