HALİKARNAS OT FESTİVALİNİN ARDINDAN… FOTO GALERİ

Bodrum Kumbahçe’de gerçekleştirilen Halikarnas Ot Festivalinde çok yoğun etkinlikler ve Bodrum esnafına adeta can suyu olan ekonomik katkı sağlandı. Gönüllü Kumbahçeli kadınlar ile birlikte Halikarnas Ot Festivalinin organizasyonunu başarılı bir şekilde gerçekleştiren Kumbahçe Muhtarı Nil Taşkıran ve Türkan Pekgenç önümüzdeki yıllarda çok daha büyük katılımların olduğu bir ot festivali düzenlemek için şimdiden çalışmaya başladıklarını söylediler…

Fatih Bozoğlu/Bodrum Gündem

Ege Otları ve bu otlarla yapılan yemekler ve mezeler sadece Türkiye’de değil, neredeyse dünyanın her yerinde bilinir. Bugün meze olarak tüketilen birçok otlu yemekler, aslında bir dönem ege mutfaklarının vazgeçilmeziymiş. Bazı lezzetler ise unutulup gitmek üzere.

Bodrum’da ege otlarını ve ege otlarından yapılan yemekleri tanıtmak için çok başarılı üç organizasyon yapıldı. Başta Bodrum kaymakamlığı, Bodrum Belediyesi, birçok STK ve özel firmalar, bu üç ot festivaline de önemli oranda katkı koydular.

İLK FESTİVAL ÇAMLIK KÖYÜNDE…

İlki Karaova-Çamlık Köyünde gerçekleştirildi. Muğla İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, Bodrum Belediyesi ve Çamlık Mahalle Muhtarlığının birlikte ilk kez bu yıl düzenledikleri “Çamlık Ot Şenliğinde” yörenin otları ve bu otlardan yapılan yemeklerin tanıtımı yapıldı. İlk kez düzenlenen şenliğe katılım oldukça yoğun oldu. “Tat, tanı, doğada bırak” sloganıyla düzenlenen Çamlık Ot Festivaline Bodrum’un ve Milas ilçesinin mahallelerinden de gelenlerin aralarında bulunduğu yaklaşık 150 üretici katıldı. 

İKİNCİ ŞENLİK BODRUM-ORTAKENT ACI OT FESTİVALİ…

Bodrum Belediyesi’nin destekleriyle Ortakent-Yahşi Yalısını Geliştirme ve Mavi Bayrak Derneği (OYDER) tarafından 24 – 25 Mart 2018 tarihleri arasında Ortakent köy içinde düzenlenen Bodrum Acı Ot Festivali başarı ile tamamlandı. Başkan Kocadon “Bugün burada yapılan bu ot festivali, aynı zamanda Bodrum’un bir geçmişidir. Onun için bu otlarımızın kıymetini iyi bilmek lazım. Bizim belli bir yaşımıza kadar bu otlar, sofralarımızın ana yemekleriydi. Şimdi mezeler olarak sunuluyor ve geçmişimizi hatırlatan bugünlere getiren bu organizasyonumuzun arka perdesinde olan arkadaşlarıma bir defa daha huzurlarınızda teşekkür ediyorum…” dedi.

OYDER Başkanı ve Bodrum Acı Ot Festivali Organizasyon Komitesi Başkanı Ahmet Aras bölge için çok değerli bu festivali; “Biz bu festivali düzenlerken Bodrum ot kültürünü gelecek nesillere taşımak için yola açıktık. Amacımız; kaybolmaya yüz tutmuş değerlerimizi yaşatmak ve bunları koruyarak geleceğe aktarmak…” şeklinde özetledi.

HALİKARNAS OT FESTİVALİ ÇARŞI EKONOMİSİNİ DE CANLANDIRDI…

Bodrum’un Giritli Mahallesi olarak bilinen Kumbahçe’nin Muhtarı Nil Taşkıran başta olmak üzere, yaklaşık 120 kişiden oluşan gönüllünün emekleri ile organize edilen Halikarnas Ot Festivali, 30 Mart ve 1 Nisan tarihleri arasında Kumbahçe Mahallesinde gerçekleştirildi. Bu festival Bodrum’da toprağın uyanışını kutlamak isteyenlerin festivali olarak nitelendirildi. Ayrıca üç gün süren Halikarnas Ot Festivalinde Bodrum ve Yunan Adaların geleneksel tatlarının bir buluşması olurken açılış günü Kumbahçe meydanında gerçekleştirilen gösteriler tek kelime ile muhteşemdi. Bodrumlu kadınların Bodrum’un geleneksel kıyafeti temel devran ile yapılan folklor gösterisi soluksuz izlendi ve dakikalarca alkışlandı.

‘Halikarnas Ot Festivali’ kortej yürüyüşüyle başladı. Bodrum Belediye Meydanı’ndan başlayan yürüyüş, stantların açıldığı Kumbahçe Meydanına kadar sürdü. Kumbahçe sahilinde stantların başladığı yerde otlardan yapılan simgesel kapıda Bodrum Kaymakamı Bekir Yılmaz, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ile bu festivalin yaratıcıları, emektarları Kumbahçe Muhtarı Nil Taşkıran ve Türkan Pekgenç açılış kurdelasını kestiler.

Kumbahçe sahilinde yüzlerce stant açıldı. Kimileri el emeği göz nurunu satışa sunarak aile ekonomisine katkı sağlamaya çalışırken, kimileri ege otları ile yapılmış farklı farklı lezzetleri festivale gelen katılımcılara sundular. Bodrum’un en özel ürünü olan Bodrum Mandalinalı ürünler de kapış kapış satıldı. Festival kapsamında yöresel ot yemekleri, enginar yemekleri, Girit yemekleri yapıldı. Bununla beraber yemek sohbetleri, sabun yapımı, zeytinyağı tadım etkinlikleri ile Ali Şengün’ün çok değerli eski Bodrum Fotoğrafları arşivinden seçtiği Fotoğraf Sergileri de üç gün süren Halikarnas Ot Festivalindeydi.

FESTİVAL BODRUM ESNAFINA DA EKONOMİK KATKI SAĞLADI…

Kumbahçeli gönüllü kadınlar ile Halikarnas Ot Festivali için aylar süren hazırlıkların ardından binlerce insanın katıldığı bir festival gerçekleştirdiklerini söyleyen Kumbahçe Muhtarı Nil Taşkıran “Uzun bir hazırlık aşamasının ardından, Sayın Bodrum kaymakamı Bekir Yılmaz ve Bodrum Belediye Başkanımızın da katılımı ile açılışımız yaptık. Çok yoğun bir program ve etkinliklerimiz vardı. Çok şükür hepsinin üstünden alnımızın akı ile geldik. Çok iyi bir dayanışma içinde çalıştık. Kumbahçe sahilinde düzenlenen Halikarnas Ot Festivalinde 120 stant açıldı. Etkinlik alanına gelenler hem doğal otlardan satın aldı, hem de festival kapsamında yapılan bazı ot yemeklerinin tadına bakma imkanı buldu. Binlerce kişinin ziyaret ettiği ve 3 gün süren Halikarnas Ot Festivaline Yunan Adalarından da katılanlar oldu. Çeşitli halk oyunları, söyleşiler ve bir çok etkinliklerin düzenlendiği festivalde doğal ürünlerin tanıtılması ve sahiplenilmesini amaçlamıştık. Sanıyorum bunu başardık. Emeği geçenlere ve festivalimizi ziyaret edenlere çok teşekkür ediyoruz…” dedi. Muhtar Nil Taşkıran “Henüz turizm sezonunun başlamadığı bu dönemde Bodrum esnaflarına bir can suyu sağlamaya çalıştık ve başardık…” diyerek sözlerini tamamladı.

BİLMEDİĞİMİZ BİR ÇOK OT ASLINDA BİRER SAĞLIK DEPOSU…  

Halikarnas Ot Festivali projesinin yaratıcısı Türkan Pekgenç Halikarnas Ot Festivali ile ilgili şu açıklamayı yaptı; “Doğada gezerken farkında bile olmadan ayaklarımızın altında yeşeren doğa harikası mucizeleri görmüyoruz, tanımıyoruz. Halk pazarlarında gördüğümüz köylümüzün okşarcasına toprağından ayıkladığı ve ne olduğunu bilemediğimiz otlarımız aslında birer sağlık deposu. İşte bu nedenle bizde, şimdiye kadar sadece Mandalinası ile meşhur olan Bodrumumuzun bir de otlarını size tanıtmak amacı ile 29 Mart – 01 Nisan 2018 tarihleri arasında Halikarnas Ot Festivalini düzenledik. Bu Festival, mucizevi otlarımızı Bodrum’da yaşayanlara ve Bodrum’a tatile gelen misafirlerimize tanıtmak amacıyla toplayıcılarını ve ustalarını bir araya getirdi. Her sene farklı zamanlarda yeşeren, doğa harikası bu otlarla tanışmak için Halikarnas Ot Festivali vesile olmuş oldu…”

Halikarnas Ot Festivalinde BİRİNCİ GÜN…

30 Mart Cuma günü festivalin ilk günü sabah saatlerinde “Ot Toplama ve Tanıma Gezisi” başlayan Halikarnas Ot Festivali; Garaova Bağ Rotası ve Art Hill Ziyareti, Belediye Meydanından Kumbahçe Festival Alanına Kortej, Teknelerin Belediyeden hareket ile edip Kumbahçe Meydanına gelmesi ve Optimistlerinde Yelken Klupten Hareket edip Kumbahçe’de korteji selamlaması, Açılış ve Geleneksel Stand Ziyaretleri, Eğitmen Zehra Bilgin ile Halk Oyunları Gösterisi, Senem Diyici / Hamza Evcil’den açılış konseri, Şef: Pelin Dumanlı ile Yemek Atölyesinde Ege Otlarının Etlerle buluşması gerçekleşti.

Halikarnas Ot Festivalinde İKİNCİ GÜN…

Halikarnas Ot Festivali 31 Mart Cumartesi ikinci gün de yine yoğun bir etkinlik programı ile devam etti. Pedesa Antik Alan Gezisi ve Ot toplama Aktivitesi, River Dans Performans, Gülören Cengiz Kesmen ile Tilkişen Yapımı ve Sunumu, “Çok Kültürlülük ve Girit Göçmenleri” konulu Prof. Dr. Nukhet Adıyeke – Doç. Dr. Nuri Adıyeke ile söyleşi, Fatoş Koşar ‘dan Yan Flüt Konseri, BADECANLAR Uygulayıcılığında Zehirsiz Sabun Yapımı Atölyesi, Hamdi Topçuoğlu – Pelin Dumanlı Kitaplarını İmzaladılar, Yahşi Özel Eğitim ve Bodrum Uğur Anadolu Lisesinin hazırlamış olduğu Performanslar, Şefler: Kadri Memiş ve Ahmet Çetin ile Halikarnas’tan-Karşı Kıyıdan yemek Sohbetleri ve Sunumu, Horoskos Grubunun (Yunanistan) Ege Dansları Gösterisi, Tango Gösterisi ile ikinci gün etkinlikleri tamamlandı.

Halikarnas Ot Festivalinde ÜÇÜNCÜ ve SON GÜN…

Halikarnas Ot Festivali son günü olan 1 Nisan Pazar günü ise katılımcılar, yine çok dikkat çeken unutulmaz bir gün yaşadı. Garaova Bağ Rotası ve Art Hill Ziyareti Tadımlar, Sunumlar, Sohbetler, Aslıhan Mutlu, Nil Taşkıran, Ayşe Temiz ve Kadri Memiş’in jüri olduğu Ege Otları Yemek Yarışması: 1) Ot Yemekleri, 2) Otlu Ana Yemekler, 3) Tatlılar,
Nurdan Nimet Kaykı – Atilla Totoş tarafından verilen Zeytin Yağı Tadım Eğitimi, Horoskos Grubunun Sirtaki Gösterisi, Hüseyin Şakar’dan Girit’ten Bodrum’a Yolculuk Hikayesi söyleşisi, Yan Flüt Konseri, Şef: Aslıhan Mutlu ile Enginarlı Yemekler Atölyesi, Bodrum Uğur Anadolu Lisesi Dans Gösterisi, Karşı Kıyıdan Gelen Misafirlerimizin Sirtaki Gösterisi, Muhtarınız Mutfakta, Kadri Memiş Şeften Sınır Tanımayan Tarifler, Hamdi Topçuoğlu ile Halikarnas’a Şiirsel Bakış, Yemek Yarışması Sonuçlarının Açıklanması ve ödül töreni, Seashine Dans Grubu Street Caz Performansı ve Manastır Hotelde gerçekleştirilen Gala Yemeği ile sona erdi.

FESTİVALDE HANGİ OTLAR VARDI?

TİLKİŞEN

Kedirgen otu daha çok ege bölgesinde tanınan yabani kuşkonmaz otudur. Tilkişen ve sarmaşık olarak DA bilinir. Tilkişen’in Fethiye’de ki adı Dilkemendir. Özellikle ege bölgesinin dik yamaçlarında kendiliğinden yetişen toplaması oldukça güç bir bitkidir. yumurtalı kedirgen ege bölgesinde en çok tercih edilen kedirgen yemeğidir. Aynı zamanda kedirgen otunun kavurması ve salatası da yapılmaktadır.
Birçok hastalığa karşı panzehir olarak bilinen kedirgenin, Kış döneminden bahar dönemine geçişte Vücudun hastalıklara karşı korunmasına katkı sağladı belirtiliyor. Aydın ve çevresinde oldukça çok talep gören kedirgen otu aynı zamanda Aydın ilinin kırsal kesiminde oturan bir çok insanın geçim kaynağıdır.
İki çeşidi vardır;
1–Dilfilcan: Sürgün uçları yapraksızdır. Rengi kahverengidir. Bitkisi yeşil ince ve dikenlidir.
2-Sarmaşık: Sürgünleri ileri derecede olgunlaştığında yaprakları çıkar. Rengi yeşil tonlarıdır. Dere kenarlarında ve nemli yerlerde yetişir
Her ikisi de yaygın olarak tavada yumurtalı yemek olarak ve ayrıca sulu çorbası da yapılarak tüketilir.
Tilkişen dikenli olan çalısının köklerinden bahar aylarında çıkar. Eğer koparılmazlarsa çıkan bu filizler de çalı formunu alırlar. Taze olan filizler (tilkişen) toplanarak yenilebilir.Üşütmeye karşı Tilkişen kaynatılıp suyu içildiğinde üşütmeye iyi geldiği, dikenli çalı kısmının kaynatılıp suyunda banyo yapıldığında da alerjiye iyi geldiği söyleniyor.

KENKER

Bodrum ve çevresinde sofraları süsleyen bir başka doğal lezzet ise “Kenker” diğer bilinen adıyla Şevketibostan.

Lezzetini kuzu etine değişmem denen bu lezzetli doğal ot Bodrum’un doğal kalmış bir çok tepesinde ve dağında bulunabiliyor. Bodrum’un seyir manzarası güzel noktalarından biri olan, doğa ve tarihin buluştuğu Göktepe’de de bir çok doğal lezzet ile birlikte Kenker toplayan vatandaşlar, Kenker ile etli-nohutlu yemeğin lezzetli olduğunu söylediler.

Kenker’in dışında Tilkişen’de toplayan vatandaşlar bir Anadolu Hazinesi olan kenker’in faydalarını saymakla da bitiremiyor.

Anadolu Hazinesi…

Kenker, Kenger, Şevketibostan, ve bazı farklı yöresel adları bulunan bu doğal lezzetin, 1organik.com’dan alınan diğer bilgileri ise şu şekilde ;

“Kengerin Faydaları ve Kenger Yemekleri yazımızda; bir Anadolu hazinesini paylaşıyoruz. Faydaları kadar yemekleri ile de dikkat çekiyor.

Kenger (Gundelia tournefortii), papatyagillerden, 70-80 cm boylanabilen, tüylü, dikenli, sütlü çok yıllık otsu bitkidir. Sakız otu ismiyle de bilinir ve köklerinden kenger sakızı elde edilir. Ege yöresinde ise kahvesi yapılmaktadır. Kenger yemekleri bazı yörelerde oldukça meşhurdur.

Kenger Nedir? Kenger Nerede Yetişir?

Kenger Otu, derimsi yapraklı, damarlı, beyazımsı tüylüdür ve gövde yaprakları sapsızdır. Kırmızı mor arası çiçekleri vardır. Ülkemizin hemen her yerinde yüksek kesimlerde yetişir. Türkiye’de yetiştiği yerler: İç Anadolu ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Akdeniz Bölgesi ve Ege Bölgelerinde yetişir. Ama en çok yemeklerinin ve salatalarının tüketildiği yer Ege bölgesidir. Kenger Otu turşu şeklinde basılıp daha çok doğu illerimizde turşu şeklinde tüketilir.

Kengerin Faydaları Neler?

Kramp çözücüdür ve migrene karşı faydalı olduğu söylenir. Sindirim sistemine iyi gelmektedir. Sinirleri güçlendirir ve kanı temizler. Damar tıkanıklığını önlemeye yardımcı olur.  Kenger sakızı dişleri temizlemekte ve diş etlerini kuvvetlendirmektedir. Kenger Bitkisi özellikle karaciğer organı için çok faydalıdır. Karaciğer yağlanmasına tavsiye edilmektedir.

Halk kültüründe Diş ağrıları, diş eti rahatsızlıkları ve dişlerin beyazlatılmasında,  iltihaplanan veya patlayan kulak zarının tedavisinde, safra kesesi taşlarının düşürülmesinde, mide ağrısı, hazımsızlık ve şişkinlik gibi sorunlarda kullanılıyor. Ayrıca şeker hastalarına dahi  iyi geldiğine dair inanışlar var. Aslında kenger, kıtlık zamanlarının vazgeçilmez; sebzesi, yemeği, sakızı ve kahvesi yapılan bitkisidir. Kenger sakızı ve kahvesi Anadolu’ya özgü ürünlerdir ve keşfedilmeyi beklemektedir.

KEÇİ KÖREMEN

Zambakgiller (Liliaceae) familyasındandır. Türkiye’nin pek çok yerinde yetişir. Bir çok yöresel adı vardır. Kıştan yaza  kadar toplanır. Sarımsak yerine kullanılan bitkilerdendir. Çiğken de yenir. Türkçe: Körmen (Bodrum), yabansarımsağı (İstanbul), kırsoğanı, (Kars), gurante (Van);İngilizce: Broadleaf wild leek, wild leek, elephant garlic; Almanca: Ackerknoblauch Sommerknoblauch; Fransızca: Poireau du Levant, poireau d’ete, gros ail.

Tansiyon düşürücüdür. Kalp problemi olanlara tavsiye edilir.

Zambakgillerden soğan ve sarımsak dünyada ençok kullanılan “aromatik” bitkiler listesinin en başlarındadır.

Köremen otunun faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz. Kalp damar hastalığı risk taşıyanlara önerilir. Soğuk algınlıklarına karşı da birebirdir. Bu yararlı bitkinin antibiyotik özelliğinin yanı sıra daha da önemli yararları bilinmektedir. Örneğin araştırmalar bu lezzetli ailenin tümörlerin büyümesini durduğu, hatta tersine çevirdiğini de göstermektedir.

HARDAL OTU

Hardal otu, insanlarda doğru kullanımlar da birçok farklı faydası olan bir bitkidir. Çok eski zamanlarda bile çok yaygın bir şekilde kullanılmış olan hardal otu, günümüzde de çok ciddi bir şekilde kullanılmaktadır. Bu ot, fiziki olarak 1-1,5 metre uzunluklarında olabilir. Genellikle yıllık olarak yetiştiği için bir kez yetiştirilen hardal otundan yalnızca bir kez faydalanılır. Hardal otu, günümüzde sadece alternatif tıpta değil bilimsel tıpta da birçok ilaç içerisinde kullanılır. Bu ot direk olarak tüketilemez. Özellikle acı olması, hardal otunun işlemden geçirilmeden tüketilmesini önlemektedir. Hardal otu, genel olarak tüysüz ve oldukça ince dallara sahip olan bir ot türüdür. birçok zaman kendiliğinden yetişen bu ot, kimi zaman sarı renkte görülürken kimi zaman beyaz bir renkte de görülebilir. Üzerinde bulunan çiçekler sayesinde diğer otlardan hardal otunu çok rahat bir şekilde ayırt edebilirsiniz. Hardal otunun dört köşesi bulunur. Bu köşeler oldukça kısa ve sivri uçludur. Tabi ki yumuşak olması nedeniyle herhangi bir dikken etkisi göstermez ve kişilere zarar vermez. Bu otu, doğru bir şekilde kullanarak birçok kişi fayda görebilir. Fakat otun fazla kullanılması ya da eksik kullanılması gibi durumlarda herhangi bir fayda alınmazken ayrıca ciddi bir şekilde yan etkiler gözlenebilir. Bunun yanı sıra belirtmek isterim ki hardal otunun en az 15 yaşından sonraki insanlar tarafından kullanılması gerekmektedir. Aksi durumlarda bu yaşın altındaki kişilerde ciddi yan etkiler meydana gelebilir. Bu kişilerin vücudu, biraz daha hassas olduğu için hardal otu kullanımı olumsuzluklara neden olabilir.

TURP OTU

Turpotu en kolay bulunan ve sık tüketilen yabani otlardandır. Kalın, dişli kenarlı ve tüylü yaprakları olan bu otsu bitki doğada kendiliğinden yetişir. Görünümü hardal otuna benzer, ancak sarı çiçekleri olan hardal otundan farklı olarak beyaz çiçekler açar. Neredeyse tüm dünyaya yayılmış olan en önemli yabani otlardan birisidir. Ege mutfağında çok sevilen turp otunun genellikle haşlanarak zeytinyağlı, limonlu salatası ve yumurtalı-yumurtasız kavurması yapılır.

KABA OT(İLMİK-EBE GÜMECİ)

Ebegümecigiller familyasında yer alan aynı cinsten 1500 kadar tür bitkinin genel adı ebegümecidir. İki ya da çok yıllık otsu bitkilerdir. Ülkemizde 8 ebegümeci türü yetişmektedir. Bunlardan en önemlisi büyük ebegümeci (M. sylvestris) türüdür. 20-30 cm. arasında boylanabilen bu türün yaprakları yuvarlağımsı biçimli, kenarları dişli, uzun saplı, tüylü, almaşık dizili, 3-7 parçalı ve palmiye gibi damarlıdır. Yaz boyu ve sonbahar başlarında açan pembe renkli, eflatuni çizgili çiçekleri, yaprakların koltuklarından çıkar. Meyveleri 10 parçaya bölünen, olgunlaştığında açılmayan kuru tohumlar halindedir. Bitki döktüğü tohumlarıyla çoğalır.

SİLCAN

Silcan otu günnük ağacının gövdesine sarılarak büyüyen bir sarmaşık otu, çeşitli yörelerde farklı isimle anılıyor. ( Melevcen, Diken otu, Diken ucu, Mamuta, Melocan…) Bu isim çeşitliliği yanında farklı kullanım çeşitleri de var, ben bugün yumurtalı kavurma tarifini vereceğim. Denemek isteyenler için bu ot ile ilgili bildiğim bir başka tarif ise ”Silcan yoğurtlaması” ekşi tadıyla Dalyan Köyceğizde meze olarak tüketiliyor. ( Silcanı haşlayıp kıyarak üzerine sarımsaklı yoğurt döküp servis ediyorlar. ) Yukarıdaki fotoğraflar silcanların haşlanmış hali, toplarken olabildiğince tepe kısımlarından toplamak iyi olacaktır. Ayrıca bu otun etkileri şöyle; Gaz giderici, idrar söktürücü, terletici, tonik

ARAP SAÇI

Isırgangiller familyasına ait bir bitkidir. Isırgangiller cinsinin monotipik türü olan arapsaçı bitkisi ufak ve parlak bir bitkidir. Yeşil yapraklı bir süs bitkisi olan arapsaçı otu insan sağlığına bir çok yararı bulunan bitkiler arasında yer almaktadır. Daha çok Kuzey Akdeniz bölgesinde ve İtalya’da yetiştirilmektedir. Sağlık üzerindeki olumlu etkisi kanıtlandıktan sonra dünyanın her yerinde yetiştirilmeye başlayan arapsaçı otu rezene bitkisi olarak da anılmaktadır. Evlerde de yetiştirilebilen arapsaçı otunun özellikle yatıştırıcı etkisi bulunmaktadır. Yan etki içermez ve tamamen doğal, organik yetişmektedir. Kolayca yetiştirilebilen bu bitki salatalarda kullanılabilmekte veya haşlanarak çayı yapılabilmektedir. Ülkemizde daha çok rezene olarak bilinen ve diğer ismi arapsaçı olan bu bitki özellikle bebeklerde bir kaç damla olarak kullanıldığında rahatlatıcı özelliğe sahiptir. Arapsaçı otu rezenenin dışında başka bir bitki içinde kullanılmaktadır. Her iki bitkiye de arapsaçı otu ismi verilmesi karışıklıklara neden olabilmektedir. Bu nedenle rezene olarak bilinen arapsaçı otunun faydaları bilinmektedir. Fakat diğer arapsaçı otunu kullanmak istediğinizde ilk defa kullanacaksanız ve ürün hakkında bir bilginiz bulunmuyorsa kullanmadan önce doktora danışmanızda fayda vardır.

GAZYAK (KAZAYAĞI)

Kaz ayağı Ege yöresine özgü çok lezzetli bir ottur. Doğada kendiliğinden yetişen görünümü maydanozu andıran bir bitkidir. Yaprakları maydanoza göre daha sert ve dayanıklıdır. Kazayağı adını taşıyan birkaç bitki vardır. Verilen bilgiler fotoğraftaki maydanoza benzer bitkiye aittir. Kök kısmı kırmızı ve beyaz olan türleri vardır.

ENGİNAR

Enginar kış aylarında fazla tüketilen popüler bir besin kaynağıdır. Enginar daha çok Akdeniz’de yetişen ve sağlık açısından birçok faydası olan bir sebzedir. Deve dikeni ailesindendir ve diğer botanik ismi Cyanara scolymus’dur.
Enginarın 0.5 uzunluğunda yaprakları vardır ve 1-2 metreye kadar uzayabilir. Otantik görünümlü açık pembe çiçekleri ve yenilebilir tohumlara sahiptir.

ACI OT

Acı Ot, Türkiye de birçok şifalı bitki yetişir. Bu bitkileri düzgün bir şekilde kullanılır ise birçok hastalığa şifa verir. Acı otta bu bitkilerden biridir. Bu ot dağlık yerler de yetişir. Ender raslanan bir bitkidir. Fazla uzamaz en fazla 50-60 santim uzamaktadır. Adından da anşıldığı gibi acı bir bitkidir. Acı olmasına rağmen birçok şifayı da için da barındırır. Bu ot özellikle kanserin tüm türlerin de kullanılmaktadır.

DAĞ MARULU

Yabani marul yada Acı marul ( eşek marulu ) papatyagiller ailesine mensuptur.  Tahliç, yağ marulu gibi isimleri de vardır. Türkiye’de hemen her bölgede, özellikle yol kenarlarında, bahçelerde kendi kendine yetişen, tadı acı bir bitkidir. Tuzlu suda bir süre bekletilirse acılığı bir miktar gider ve özellikle Ege-Akdeniz bölgesinde salatası, böreği vs. yapılır.