Bodrum Gündem

CORONA VİRÜSLÜ GÜNLER-3 / Nuran Yüksel Bodrum Gündem yazıları…

BENİM 23 NİSANIM

“Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan…” çocukluğumda dilimizden hiç düşürmediğimiz şarkının dizelerini yataktan kalktığım andan beri sürekli mırıldanıyorum. İçimde derin bir boşluk. Bu yaşıma kadar ilk kez bir 23 Nisan’ı evde yalnız geçiriyorum. İlk kez Atamın huzuruna çıkamadan kutladığım bir bayram sabahı ve torunlarım Ceylin ile Karan’dan ayrı geçirdiğim ilk 23 Nisan.

Karantina günlerinde öğleyin 14:00’e kadar yürüme mesafesi içindeki markete gitmek serbest. Bende 64,5 yaşındaki bir genç olarak bu özgürlüğümü günün gazetelerini almak için kullanıyorum. Çocuklarım ve bazı arkadaşlar “Ne gerek var gazeteye, internetten okursun…” deseler de günlük gazetelerimi almadan asla yapamam. Hele Cumhuriyetsiz güne başlamam mümkün değil. Özellikle 23 Nisan, 29 Ekim, 19 Mayıs bayramlarına özel çıkan ekleri biriktirip arşivlemekte ayrı bir zevk ve görevdir benim için.

Gülümser Mehmet Danacı ilköğretim okulu evimize çok yakındır. Okula yaklaşırken sokakta yankılayan çocuk şarkılarıyla kalbim hızla çarpmaya başlamıştı. Okul bahçesinde görevli bir öğretmen elindeki telefondan sanırım sosyal medya paylaşımlarına bakarak nöbet tutuyordu. Asma kilitle kilitlenmiş okul kapısına karşı evlerde oturan beş altı çocuk adeta yapışmış “bu nasıl bayram” dercesine okulun boş bahçesine bakıyorlardı. Ellerinde bayraklar hazır ol da bekliyorlardı sanki. O anda marşlara uyarak “rap rap” tempoyla yürümeye başladım. Yanlarına yaklaşırken önce şaşkınlıkla bana baktılar. Sonra, bayraklarını sallamaya ve marşlara eşlik ederek benimle beraber yürümeye başladılar. O anda onlarda benim gibi arkadaşlarıyla beraber bayram yürüyüşlerini yapmanın keyfini yaşıyorlardı adeta. Gözlerimizi kapatıp yürümeye ve marşlara eşlik etmeye devam ettik. Onlar artık arkadaşlarıyla beraber kalabalığın arasındaydılar. Fotoğraflarını ve videolarını çektim. Dönüşte marketten onlar için aldığım bayram şekerlerini verirken gözlerindeki ışıltıyı görüyordum. Eve dönüş yolunda ise dudaklarım da “Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan” derken gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Çocuk sesleri olmayan bir bayram sabahı, 23 Nisan’da boş bir okul bahçesi beni kahretmişti.

Ancak, bugün evlerde bayram vardı. 2020 yılında Covit-19’lu Pandemi günlerindeki 23 Nisan’ı çocuklar ve büyükler evlerinde sosyal medya önderliğinde kutluyorlardı. Tüm Türkiye’yi akşam 21:00’de balkonlardan, evlerde, kapılarının önünde söyleyecekleri İstiklal Marşının heyecanı ve telaşı sarmıştı. Her şeye rağmen, Covit-19’a rağmen, görmeyen gözlere, anlamayan kafalara inat, tüm Türkiye bir kez daha Atasıyla bütünleşmiş aydınlık yarınlarına sahip çıkma kararlılığını bir kez daha göstermekteydi.

Bizim kuşak, hayatın içinde tüm olumsuzluk ve olanaksızlıklara rağmen hep neşeyle, umutla, güvenle koştuk. Ben muhteşem bir çocukluk dönemi yaşadım.  65’de Bodrum 4-5 bin nüfuslu ve sadece Bodrum’da doğanların cennetiydi. Merkezde üç ilkokul vardı. Ben, merkezdeki Turgutreis ilkokuluna gidiyordum. Okulum aynı zamanda Bodrum’un Pazar yeri, futbol sahası, bayram panayır alanı, otogarı olan tek meydanının arkasındaydı. (şimdiki Viktoria cafe-disko, Halk Eğitim Merkezi, Deniz Müzesi’nin olduğu alan). Bugün en büyük dileğim yerel yönetimlerin göz göre göre yok ettikleri Bodrum’un kalbi olan o meydanın tekrar eski haline kavuşmasıdır.

Kumbahçe’deki Atatürk, Neyzen Tevfik Caddesindeki Cumhuriyet okulu öğrencileri ve bizim okul çocukları bayram için hazırlanan özel kostümleriyle, öğretmenler en şık kıyafetleriyle sınıflarının önünde Bodrum’un Kale caddesi, Cumhuriyet Caddesi, Neyzen Tevfik Caddesinden bando takımı eşliğinde yürüyerek meydana gelinirdi. Meydana gelemeyen kadınlar ve yaşlılar evlerinin, esnaflar dükkan kapılarının önünden el sallayarak alkışlarlardı bayram çocuklarını. Okula gidemeyen çocuklarda, arkamızdan tempoya uygun adımlarla bizleri takip ederlerdi.

İlkokulun her yılında yapılan tüm müsamerelere, etkinliklere katılırdım. Her bayram mutlaka şiir okurdum. Hatta rahmetli Babam, Kale caddesindeki esnaf arkadaşlarının dükkanlarında bana bayram ve kahramanlık şiirleri okuturdu. Onların alkışları ve gülümseyen yüzleri hala yaşamımın ve anılarımın en kıymetli zenginlikleridir.

Bizim kuşak büyüdük. Önce anne olduk. Şimdi ise anneanne, babaanneyiz. Büyüyünce gördüm ki, Bodrum da, bu ülkede, bu dünya da her çocuk benim kadar şanslı değilmiş. Büyüdüğümde çocuk olduğu halde çalışmak zorunda kalan, dövülen, istismar edilen çocukları gördüm, okudum. Onlar için, yarınlarımız için mücadele etmeye karar verdim. Çabaladıkça, anlamaya çalıştıkça toplum ve siyasetin ne kadar samimiyetsiz ve ikiyüzlü olduğunu gördüm. Ancak Dayanmak, vazgeçmemek zorundaydım. Zorlandığım her anda, beni ayakta tutan, en büyük gücümden ve enerjimden,  her zaman mutlu ve umutlu kalmayı yitirmeyen,   içimdeki çocuğa sıkı sıkı sarılmaktan hiç vazgeçmedim.

Elbette yaşadığımız Pandemi günleri de geçecek. Yine sarılacağız çocuklarımıza. Doyasıya öpüp koklayacağız onları. O zaman geldiğinde onlara sarılarak “Biz buradayız” demeyi. Bizi biz yapan değerlerimizi ve onları çok sevdiğimizi kulaklarına fısıldamayı unutmayalım.

23 Nisan çocuklara adanmış, yarınlar düşünülerek yapılmış bir Mustafa Kemal ve Cumhuriyet projesidir. Ancak Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının 100. Yılında maalesef ülkemin geleceği, bizim kuşağın çocukları kadar mutlu umutlu değil. O zamanlarda fırsat eşitsizlikleri bugünkü kadar çok büyük değildi. Meclis hiç bugünkü kadar işlevsiz bir hale getirilmemişti. Maalesef bu gün 2020’de, 23 Nisanın 100. Yılında “Türkiye De Çocuk Olmak Çok Zor”

Bugün 23 Nisan, sadece bugünün çocuklarını değil, çocukluğumu da anımsayarak geleceğe not düşmek istedim. Ve bizler; Bugünün büyükleri onlara iyi bakalım. Umutlarını, gururlarını kırmayalım. Çünkü onlar Atamızın ülkemizi emanet ettiği küçük hanımefendi ve beyefendiler.

Ve bizler; Bugünün Büyükleri her 23 Nisan’da aynı şarkıyı söylemekten asla vazgeçmeyelim.

“Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan” 

Not: Fotoğraflar 1965-1970 yılları arasındaki dönemde 23 Nisan ve cumhuriyet bayramlarından kalan çocukluk anılarım. O dönem öğretmenlerimizin hiçbiri artık yaşamıyor. Her biri birer Mustafa Kemal olan Bodrum’un öğretmenlerini rahmet, şükran ve özlemle anıyorum.

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. FilizVural Gülderen dedi ki:

    Ne guzel yazmışsınız Bir filim şeridi gibi gözlerimin önunden geçti o gunler.Ne yazık bizim yaşadıklarımızı yaşayamiyor.torunlarimız Ellerine yüreğine sağlik canım Nice 23 Nisanlara inşallah