Bodrum Gündem

Adıyaman CHP İl Başkanı Burak Binzet anlattı

Gazeteci Fatih Bozoğlu Adıyaman’da Cumhuriyet Halk Partisi Adıyaman İl Başkanı Burak Binzet’le üzerinden geçen bir ayın sonunda depremi ile ilgili konuştu.

Bodrum Gündem Haber

Gazeteci Fatih Bozoğlu Adıyaman’da Cumhuriyet Halk Partisi Adıyaman İl Başkanı Burak Binzet’le birlikte deprem üzerine gerçekleştikleri röportajın detayları şu şekilde;

Başkanım geçmiş olsun. Sizinle birlikte dolaştık, hakikaten çok zor günler yaşamışsınız, belli. Bize Adıyaman’ı anlatır mısınız?

“Bodrum’dan buraya kadar geldiniz. İşte Türk milletinin dayanışma duygusu bu, hoş geldiniz. Bu arada bu afeti yaşasın yaşamasın bütün Türkiye’ye geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Şu anda Eski Adıyaman olarak tabir edilen Sümer Meydanı ve Ulu Cami civarındayız. Arkamızda gördüğünüz yer 800 yıllık tarihi olan, belki de daha eski bir camii. Kiliseden bozma bir camii olarak biliyorum. 800 yıldır dayanan bir camii bu depreme dayanamadı. Deprem bir kader, depremi yaşayacağız, önüne geçmemiz imkânsız olan bir olay. Fakat Adıyaman’daki ölümlerin çok büyük bir kısmı bilinen bir depremin önlemlerinin alınmaması sonucu gerçekleşen ölümler. Adıyaman’ın neredeyse şu anda %60’ı enkaz halinde, yıkılmış durumda. Kalan %40’ın da %15-20’si bir yıkım bekliyor. Yıkılacak, çünkü çok hasarlı binalarımız çok fazla. Bunları yavaş yavaş yıkıma başladılar. Adıyaman’da niye bu kadar ölüm oldu, niye bu kadar feryat edildi? Adıyaman adını ilk 3 gün medyadan duyuramadı. Burada bir yönetim boşluğu doğdu. Duyulduktan sonra da makinaların gelmemesi, gecikmesi, basiretsiz bir yönetim. AFAD’ın sadece arpalık olarak kullanıldığı bir bölgedeyiz biz. Türkiye’nin her tarafında bunun böyle olduğunu biliyorum da Adıyaman’da biraz daha yoğun. Hatta bir de şu özelliği var; neredeyse 10 yıldan beri televizyona çıkan her bilim adamı bu bölgede çok ciddi anlamda deprem olacağını zaten söylemişti. Ama baktığınız zaman ne AFAD’ın, ne valiliğin, ne belediyenin hazırlığı olduğunu, toplanma alanlarını olmadığını, çadırların olmadığını, bu tür afetlerde çok önem kazanan ekiplerin ve ekipmanın, hiçbir şeyin olmadığını biliyoruz. Adıyaman’da çok fazla ölümümüz, taziyemiz, enkazımız var. Halen enkaz çalışmaları devam ediyor. Bir yılda ancak enkazı alabiliriz. Tabii insanın ağrına giden bazı şeyler var. Ben bir Adıyamanlıyım, Adıyaman’da hatıralarım var. Adıyaman babamın, dedemin mezarı burada. Belki beni de burada gömecekler. Memleketimize yazık ettiler, memleketimizle ilgilenilmedi. Bu kadar büyük bir yönetim boşluğunun olması içimizi acıtıyor. Onun ötesinde de sanki burada hiçbir şey olmamış gibi 3 gün müdahale etmedikleri için birilerinin gelip ‘Ben sizden helallik istiyorum’ deyip, insanların ellerine 100’er 200’er lira vermesi inanın bizi depremden daha fazla yaraladı. Çok üzgünüz. Hepimizin çok büyük kayıpları var. Yoldan geçen bir arkadaşımıza kayıbını soruyoruz ‘32’ diyor. Bir diğeri ‘26’ bir başkası ‘30’ diyor. Bu insanlar seçilmiş falan değil, yoldan geçene soruyoruz. Bir başkasına soruyoruz, depremden etkilenmeyen yerler olduğu için onun vefatının olmadığın öğreniyoruz. Etkilenmeyen çok katlı binalar var, çok şükür. Yeni Mahalle’de mutfak kurarken bir kardeşimize kaybının olup olmadığını sordum ‘Allah’a bir şükür 4 tane’ dedi. Adıyaman’da bir aileden 4 kaybının olması depremden evvel kıyamet kopmasına nedendir. Burada 4 tane vefata çok şükür diyoruz. Durumumuz bu. Sizin nezdinizde oyürekten gelen yardımları için herkese, Bodrumla birlikte Muğla’ya, bütün Türkiye’ye selamlarımızı, saygılarımızı iletiyoruz. İyi ki varız…”

Bir depremzede vatandaş “Adıyaman CHP Milletvekili Yakup Taş’ın 25 tane akrabası öldü. 25 de yandaki binadan öldü. Oğlum 6 katlı enkazdan 4 tane çıkarttın. 8 gün sonra soğuktan ölmüşler, kefeni çekip götürdüler. Bir yardım da gelmiyor. Tövbe bir su gelmiyor. Bu ne biçim devlet?..” dedi.

Burak Binzet: “Abim çok önemli bir şey söyledi. Birincisi su olayı, ikincisi burada ölen insanların büyük çoğunluğu donarak yani hipotermiden vefat ettiler…”

Siz de öyle bir kayıp verdiniz mi?

“Verdim, yeğenimi hipotermiden kaybettim. Adıyaman’da bu dönemde hiç olmayan bir olay oldu, hava sıcaklıkları gece -16’lara kadar düştü. Bundan dolayı da ölümlerin büyük bir kısmının hipotermiden olduğunu biliyoruz. İşte gördünüz, vatandaş feryat ediyor, yardımlar çok gecikti. Adıyaman’ın hâlâ çok ciddi anlamda yardıma ihtiyacı var. Su ihtiyacımız gittikçe büyüyor. Elimizdeki yemek stoklar yavaş yavaş tükenmeye başlayacak. Bu olayı Bodrum’a, Muğla’ya ve Türkiye’ye şöyle duyuralım; bu süreç bir aylık bir süreç değil. Bu, 2, 3 belki 5 yıllık bir süreç. Onun için yardım getirirken şu mantığı bırakalım; ben nasıl olsa elimde ne varsa verdim, gönlüm rahat yatıyorum, ben üzerime düşeni yaptım değil. Üzerimize düşen, 100 kilometrekarelik deprem bölgesinin bakımını Türkiye üstlenmek zorunda. Biz öksüzüz, yetimiz ama bir tek şeyi rica ediyorum; biz depremzedeyiz, biz fukara değiliz, biz kimseden sadaka istemiyoruz…”

Dilenci de değilsiniz.

“Dilenci de değiliz. Bize lütfen eski elbiselerini, eski çaputlarını, çöplüğe atamayacağı şeylerini, çok affınızı sığınarak söylüyorum, kadın mayosu, jartiyeri göndermesinler. Adıyaman fakir, sadakaya muhtaç bir kent değil. Adıyaman sadece depremzede. Arkadaşlar yardım ederken lütfen bu konudaki hassasiyeti ciddiye alsınlar…”

Başkanım yavaş yavaş dükkânlar da açılmaya başlamış. Bir şekilde ekonomi de dönecek tabii ki, yaşam devam ediyor. Allah kolaylık versin, hakikaten çok zor günlerin sizi beklediği gözüküyor.

“Depremde çok canımız yandı, çok kayıplarımız var. Ama önümüzdeki süreç de Adıyaman ve bölge için çok ciddi olarak zor geçecek bir süreç. İlk önce tabii ki tanrı yardımcımız olsun. Türkiye devleti çok büyük bir devlet. Yanlış yönetildiği için bu sıkıntıları yaşıyoruz. Devlet bize şefkat elini uzatmadı. Size bir olay anlatmak istiyorum. 1999 depreminde AKUT görevlisi olarak Sakarya’ya gittim. Enkazların üzerine çıktığımızda yukarıdan aşağıya ‘Sesimi duyan var mı?’ diye bağırırdık. Maalesef Adıyaman depreminde insanlar enkazın altından ‘Sesimi duyan var mı?’ diye bağırdılar. Kimse duymadı. Teşekkür ederim…”

Bir depremzede vatandaş “Ben 83 yaşındayım. Böyle bir deprem görmedim. Bir milletvekili, bir yardımcı geldi mi buraya? 20 gün sonra geliyor ‘Hakkını affet’. Tamam ben affedeyim, ya bu ölenler affeder mi?..”

Ölenler affeder mi? Ölenlerin aileleri 100 bin liralarla, milyon liralarla ölenlerini geri getirebilirler mi? İşte önemli olan bu.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.