Bodrum Gündem

Dünden Bugüne Öğretmenlik

 “Bilim ordusunda değişmez erim
Maaşım az ama gönülde yerim
Aydınlatmak için çabalarım var
İyi de kötü de benim eserim.”
Aydın Karasüleymanoğlu

Ulusları kurtaranlar, yalnız ve ancak öğretmenlerdir.”
Başöğretmen M. K. Atatürk

“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.”
Hz. Ali

Öğretmen nasılsa sınıf da öyledir.”
Alman Atasözü

*

Öğretmenlik, Tanrı sanatıdır. Eflatun’un değerlendirmesiyle: “Tanrı gökten yere inseydi kesinkes öğretmenliği seçerdi.” Dünden bugüne meslek saygınlığı kaldı mı dersiniz? Kıyımlar ve sürgünlerle darmadağın oldu. Sendikalaşma, adı altında öğretmenlileri öteleyerek birbirinden uzaklaştırdılar. Birinin ak dediğine öbürü kara der duruma geldi. Meslek, erozyona uğradı.

Bu nasıl özgürlükse anlamıyorum, kıyafet özgürlüğüne gidildi. Kıyafet Yönetmeliği yürürlükte olmasına karşın bu olumsuzlukta birleşme-bütünleşme hemen gerçekleşti! Bununla ilgili kısa bir anımı aktarayım:

Geçtiğimiz yıllarda tanıdığım bir okul müdürü arkadaşımın daveti üzerine İstanbul Anadolu yakasında bir ilköğretim okuluna ziyarete gittim. Görevlilerin buyur ettiği odada müdürü beklerken; lastik ayakkabılı, üstelik ayakkabısı çamurlu olan, ütüsüz ve yırtık pantolonlu, gömleği kirli ve yakası açık, uzun kara ve kirli sakallı, saçları dağınık birisi girdi. Masanın üstündeki “Servis Araçları” yazılı dosyada evrak aramaya koyuldu. Duramayarak:

—Siz servis aracı görevlisi misiniz? Dedim.

—Hayır, müdür başyardımcıyım! Demez mi?

Şaştım, kaldım! Söyleyecek söz bulmakta zorlandım! Zamanla çoğu erkek öğretmenlerin okula ve sınıflara betimlediğim kıyafetle geldiklerini gördüm. Bayan öğretmenlerin kıyafetleri de belli…

Öğrencilerimizin örnek alması gereken öğretmenlerimiz… Haber yapılan TV kanallarında da aynı görüntüde… Acaba modaya mı uyuyorlar? Denecek bir şey bulamıyorum. Acaba büyüklerimiz en iyisini mi biliyorlar? Aristo‘nun: ”Bildiğim tek şey, hiç bir şey bilmediğimdir.” Sözcükleri, kulaklarımda yankılaştı!

Öğretmen okullarımızda meslek dersleri öğretmenlerimiz, “Öğretmenlerin Nitelikleri’ni maddelerken; giyimine özen gösteren, maddesini sık sık vurguladılar ve bize giyimleriyle ve olumlu davranışlarıyla örnek oldular.

Başkaları nelerle uğraşıyor, biz neyle uğraşıyoruz… Deneyime dayanan özgün bir tümceyle yazımı renklendiriyorum: Kişiler, giyimleriyle karşılanırlar ve düşünceleriyle uğurlanırlar. Dün de böyleydi bugün de böyledir… Kirli sakallı, pejmürde giysili öğretmenler, ne denli örnek olabilirler?

Öğrencilerinin: “Öğretmenim bööön canlı ders var mı, zomzoma girdim, ebaya da girdim, giremedim?”  Sorularına  “Böön yok, düneyin vardı.” Yanıtını veren öğretmenlerimizle uzaktan eğitim yapılıyor. Doğrusu eğitimde de çağ atladık!

Hani bir şarkının duygulandırdığı gibi: “Ne kaldı elimizde acı hatıralardan…” Gerçeğe dönüş yapalım. Sevinecek bir konu bulamıyoruz. Hiç olmazsa aşağıdaki özgün özdeyişlerle avunalım.

*

Işık Yakmak İsterdin

Umut, ışık vardı senin yüzünde
Hile yoktu senin arı sözünde
İnsanlık, uygarlık hepsi özünde
Uygarlığa çivi çakmak isterdin

Çalışkanla, tembelleri seçerdin
Uğraşarak engelleri geçerdin
Öğrencin tomurcuk, hepsin açardın
Geleceğe fidan dikmek isterdin

Köy, şehir, kasaba eğitim verdin
Çetin koşullara göğsünü gerdin
Ülkem, karanlıkta kalmasın derdin
Karanlığa ışık, yakmak isterdin

Öğretmenim, duygu, coşku doluydun
Ülkemizin en lekesiz eliydin
Karanlığa akan ışık seliydin
Taşıp yatağından akmak isterdin

Aydınlı’yla aydınlatsan her yanı
İnanasım gelmez kayba bu canı
Hep söyler dururdun insanı tanı
İnsanlığa kucak açmak isterdin

          Mustafa Aydınlı

Eğitimci, güzel insan Gazi Sezgin‘in anısına…

*

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.