Bodrum Gündem

Bir Kitabın Hikâyesi – II

İlk bölümde yazdığım gibi kitap 10 Kasım günü çıktı ve değişik ülkelerde satışa sunuldu.

11 Kasım Cumartesi günü Londra ya indim. O gün aşağı yukarı 300000 kişi Londra da bağımsız Filistin ülkesi kurulsun diye başkentte yürüyüş yapıyorlardı. Trafik alt üst olmuştu. Merkezdeki Hyde Park göbeği kapatılmıştı, otobüsler yollarını değiştirerek son duraklarına varabiliyorlardı. Arabamı Cockfosters metrosuna park ettikten sonra metroya bindim ve toplam otobüs dâhil ancak 3 saatte merkeze gidebildim. Aynı gösteriler Paris’te de oldu.

Yukardaki resimde gördüğünüz gibi artık Ortodoks Yahudilerden bazıları bile bağımsız Filistin istiyor.

Sadece Avrupa değil neredeyse bütün dünya halkları artık bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını istiyor. Ben de, basit bir kişi olarak bu düşünceye sıcak bakıyorum. Ümit edelim Filistin bağımsızlığına kavuşur da şu Orta Doğu meselesi bir çözüme doğru yol alsın. Ne yazık kin bağnaz ve emperyalist ülkelerdeki dış politika sistemleri buna engel oluyor.

Yine de Green Park’ı Piccadilly Circus’a bağlı caddede büyük bir kitapçıya uğrama şansım oldu. Hatchard’a girdim, muazzam bir kitapçı, inanılmaz kalabalıktı. Zar zor, müdürü buldum ve adımı verdim, kendisine,

-Bu kitap yeni çıktı acaba satma imkânınız var mıdır diye sordum.

-Bilgisayara baktı ve bana, zaten bizde mevcut, isteyen online alabilir, deyince çok mutlu olmuştum.

Bugün bu satırları yazarken İngiltere’nin birçok kitapçısında kitabımın sadece online olarak satıldığını gördüm. Hiç bir kitapçıda kitap mevcut değil.

Başka bir Waterstone’a girdim ve bana müdür yardımcısı ‘’online kitap 2-3 günde müşteriye gönderilir’ dedi, ‘daha birkaç gün önce çıkmış. Kitabınızın dükkanlarında bulunması için zaman daha çok erken, önce online satılması lazım’ dedi. Sonra devam etti, ‘yine konunun ilginçliği sebebiyle hemen hemen herkes kitabınızı satıyor, bu çok güzel bir başlangıç,’ deyince kalbime su serpmişti.

Çok haklıydı.

Bilgisayarımda WHSmith ve diğer kitapçılarda da kitabı görünce çok sevindim. Yabancı ülkelerdeki kitapçılar da devamlı artıyordu. İtalya’da 2 kitap zinciri, Hollanda, Danimarka ve hatta Çin’de Mandarin dili konuşulan kitapçıda bile gördüm.

Ama beni en çok sevindiren haber İngiliz kökenli ve çok kitap okuyan komşumdan geldi. ‘İlk 49 sayfayı okudum ve müthiş sürükleyici buldum, o kadar güzel yazılmış ki, heyecandan elimden bırakamadım, ama kocam hasta ona bakmam lazım, seninle iftihar ediyorum, gerçekten devamını çok merak ediyorum, candan tebrikler.’

İnanılmaz derecede sevindim…

Haberler art arda gelmeye başladı. Yayınevinden yazı geldi, kitabımı gazetecilere, televizyon yapımcılarına da göndermişler.

Ama beklemem lazım, biliyorum çünkü Büyük Britanya’da haftada 1000 kitap basılıyormuş ve gazeteciler sıraya koyup ve özetlere göre değerlendirip okuyorlarmış. Bu çok çelişkili bir rakam, kimse bana tam olarak cevap veremedi.

Çok doğru, benim gibi tanınmamış bir yazara neden öncelik versinler?

Ardından yayınevinden başka bir haber geldi… Youtube’da kitabım hakkında 2 dakikaya yakın bir reklam filmi hazırlıyorlarmış ve bütün sosyal medyada yayınlayacaklarmış. Filmi yayınevi hazırlıyor, onların reklamı olacak.

Dün ise Oxfordhire’da ki çok şık bir kitabevi benim kitabı yayınlamış. İşte link aşağıda.

https://coles-books.co.uk/white-birds-by-ronald-karel

Benim tahminime göre eğer bir gazeteci lehime bir makale yazarsa kitap satışları başlayabilir ve hatta çığ gibi büyüyebilir.

Komşumun yazdıkları bana güç verdi. Kitap bitince tam olarak bana düşündüklerini anlatacakmış.

Bütün bu özetle anlattıklarımda beni çok ama çok üzen olaylar oldu. Londra ve etrafında hangi kitapçıya giderseniz gidin, ister hafta sonu olsun, ister hafta içi olsun, ister Noel öncesi, ister Noel sonrası kasalarda hep kuyruk vardır.

Bizim ülkemizde kitapçıların hali içler acısı. Yazmaya sıkılıyorum, neredeyse boşlar. Buradakiler 80% dolu, bizimkiler 15% dolu.

İstanbul Kitap fuarında bu yıl hafta içi neredeyse in cin top oynuyordu. Kitap imzalamak isteyen yazarlar aralarında sohbet ediyorlardı. Eşimin de imza günü vardı, kitabın ismi Maestro Sus Dedi- Mozart kitabı. Hep mazeret buluruz, yok insanlar çalışıyor, yok okullar açık. Hayatımız mazeretlerle dolu. Sanki İngiltere’de insanlar çalışmıyor, gidin Olimpia kitap fuarına bakın nasıl dolu. Hangi gün olursa olsun.

Gerçekten çok üzülmezsem bunları yazmazdım.

Bir hafta daha bekleyelim, üçüncü bölümü yazarım, hem de Youtube’da ki reklamı da eklerim.

Sağlıcakla kalınız.

www.ronaldkarel.com

Ronald Karel

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.