Etiket: Fatih Güllapoğlu haberleri

Hayatımız yine asla pas geçemeyeceğimiz gerçeklerle doluverdi! GERÇEK 1: EN ÇOK ZARARI BİZ GÖRECEĞİZ! Rusya’nın dün Ukranya’nın iki bölgesini kopartmasıyla, gerilim daha da yükseldi. Rusya bu iki bölgeye bağımsızlıklarını ilan ettirdi ve resmen işgal etti. Şimdi herkes ABD’nin ve Avrupa’nın, Rusya’ya hangi yaptırımları uygulayacağını merakla bekliyor. Ve maalesef bu gerilimden...

Rusya bu akşam Ukrayna’dan kopan Donetsk ve Luhansk’ı resmen tanıdığını açıklayınca Dünya birbirine girdi. Bütün devlet başkanlıkları ve dışişleri bakanlıkları adeta hop oturuyor hop kalkıyor. Bu durumdan kuşkusuz ki en fazla etkilenecek ve iki arada bir derede kalacak ülke Türkiye. Peki, her şeyin tam yetkilisi Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan ne dedi,...

Karikatürist Kalender, “Tam 12″den vurmuş!

Geçtiğimiz günlerde, Çanakkale Köprüsü’nün açılış tarihinin öne alınarak, açılışın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğum günü olan 26 Şubat’ta gerçekleştirileceği açıklanmıştı. Bunun üzerine; “Milletimizin cebinden, hatta torunlarımızın cebinden çıkacak milyarlarca dolara mal olan bu köprüyü, Erdoğan ailesi kendi cebinden mi yaptırdı da, Tayyip beyin doğum gününe denk getiriliyor?” sorusunu aklı başında olan herkes...

Şimdi sizlere bazı gerçek olay ve gelişmelerden başlıklar vereceğim. Bunları bir arada okuduğunuz zaman eğer dehşet içerisinde irkilmiyorsanız ve utanmıyorsanız; siz demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inanmıyorsunuz, ülkenizin haysiyetinin yerlerde sürünmesine aldırış etmiyorsunuz ve iktidarın nemalandırdığı avantacılardan birisiniz demektir. Mesela AKP’li başkan döneminde belediyeden “Burs” adı altında yüzbinlerce lirayı cebe indirenler...

Hükümet yastık altı altını bankalara çekmek için Mart ayının başından itibaren bir uygulama başlatacağını açıkladı. İyi güzel de, vatandaş altınını verince ne kazanacak? Altınını geri aldığında, altını bankada tuttuğu süre içerisindeki kazancı ne olacak? Bu soruların cevabı henüz net olarak yok. Ya da ben anlamadım. Tamam ben anlamadım diyor ve...

Türkiye’nin en çilekeş sektörlerinin başını tarım sektörü çekerken, ikinci sırada da döviz makinemiz turizm bulunmaktadır. Ülkemizin makinesiz sanayisi turizm, yıllar önce terörden büyük darbeler alırken, sonrasında yanlış dış politika uygulamaları, en son olarak da Pandemiden yara aldı. Sektör, “Bu yıl tamam artık, yüzde yüz kapasiteyi tüm sezon tutturacağız…” diye sevinirken,...

Eğer bir ülkede zamlar vatandaşları silindir gibi eziyorsa, bunun adı artık zam değil, “Zulüm”dür. Elektrikten doğal gaza, akaryakıttan temel gıda maddelerine kadar, vatandaşın büyük bölümünün ödeyemeyeceği boyuttaki bu “zam zulümü” yağmurları, su olarak değil, vatandaşı iliğine kemiğine kadar kurutan; adeta “Asit yağmurlarına” dönüşmüştür. AKP’ye oy verenlere sesleniyorum: Niye şaşırıyorsunuz ki?...

Almanya’da Kovid 19 virüsü ve onun son mutasyonu Omikron konusunda büyük bir darbe yaşandı. Alınan sıkı önlemlere, “Yeter artık” diyen, Bavyera Eyaleti Başbakanı Hristiyan Birlik Partili Markus Söder, doktorlar ve hemşireler başta olmak üzere tüm sağlıkçılara ülke çapında getirilmiş olan aşı zorunluluğunu, kendi eyaletinde uygulamayı düşünmediğini söyledi. Omikron varyantına karşı...

Abdülkadir Bitigen, sen soyadın gibi hakemliği de insanlığı da bitmiş bir yaratıksın. Hakemliğin zaten rezillik ötesi. Bir de bu ne Beşiktaş kini? Bu hakemi ve Var’daki “Yok” olan Özgür Yankaya denilen yamuğu bu maça atayanlar, nasıl bir çetesiniz siz be? Sadece Beşiktaş mı? Fenerbahçe ve Galatasaray’a da  yapılan hakem kötülükleri...

Dünya’nın tüm ülkelerini, Mayıs ayından itibaren, başta Amerikan Doları olmak üzere başat yabancı paralar açısından büyük bir nakit krizi bekliyor. Ama maalesef bu krizden Türkiye çok daha fazla etkilenecek. Dünya’nın önde gelen yatırım bankalarından Morgan Stanley, Başta Amerikan Merkez Bankası Fed olmak üzere; Avrupa Merkez Bankası, İngiltere Merkez Bankası ve...

Almanya’da enflasyon yüzde 4.9; ama halk, “Artık bu pahalılığa gücümüz yetmiyor” diye şikayet ediyor. Hatta ülkenin en yüksek tirajlı gazetesi Bild bunu manşete taşırken toplam iki sayfasını pahalılığa ayırdı ve halkın görüşlerine yer verdi. Bununla da yetinmedi ve Başbakan Scholz’a, “Anti Pahalılık Zirvesi” yapma çağrısında bulundu. Evet, sadece yüzde 4.9...

Kovid salgını öncesinde de Japonya’nın büyük kentlerinde sokağa çıkan insanların çoğu hava kirliliğine karşı maske ile dolaşırdı. Salgından sonra adeta bütün dünya, “Japonlaştı” ve sokaklar zorunlu olarak maskeli insanlarla doldu. Restoranların kapalı yerleri ise tüm dünya da aylarca kapalı kalmıştı. Alman Bild gazetesinin haberine göre, Tokyo’daki Hotel Hoshinoya, kapalı restoranda...

Ülkenin haline, dolayısıyla halimize bakar mısınız yahu. Alın size ülkemizin, dolayısıyla halkımızın içler acısı halinden bugünün ilk 3 gündem maddesi: 1-Enflasyon Günü: Yine yalan-dolan işler oluyor. Ocak ayı aylık tüketici enflasyonu yüzde 11.10, Ocak ayı yıllık enflasyonu ise yüzde 48.7 olarak açıklandı. Yersen! Bağımsız Enflasyon Araştırma Kurumu ENAG ise “Gerçek...

Demokrasinin ve insan haklarının tüm kurum ve kurullarıyla yönetilen ülkelerde, tüm sistem halkın yararı için çalışır. Yönetenlerin üzerlerinde daima bir demokrasinin kılıcı sallanır. Onun da asıl adı, “Yargı”dır, dayandığı kuvvet ise hukukun üstünlüğüdür! Yargının işlevi ise, halkın hak ve menfaatlerini, devletin hak ve menfaatlerinin önünde tutan bir hukuk sistemine dayanır....

“Batı’nın bizi kıskandığı!”, İstanbul Havalimanı’nda mahsur kalan ve sokak hayvanı muamelesi yapılıp, yerlerde uyumaları için mukavvalar dağıtılan,  binlerce yabancı turist isyan bayrağını açıp, öfkeyle “Otel istiyoruz” sloganları atmaya başladılar. Hadi bakalım sıkıyorsa bu turistleri coplarla dövün; sonra da, “Fetöcü” diye içeri atın! Rezaletin bini bir para. Ulaştırma Bakanı karayoluyla İstanbul’a...

Stalin dönemidir. İçerken kantarın topuzunu kaçıran bir sarhoş yarı sızmış bir halde “Diktatöre ölüm!” diye bağırır. Bunu duyan iki polis sarhoşu yaka paça Stalin’in karşısına getirir. Stalin, “Niye diktatöre ölüm diye bağırdın?” diye sorduğunda, sarhoş, “Hitler için söyledim” der. Stalin bu sefer iki polise döner: “Peki yoldaşlar, sizin açıklamanız ne?...

Diktatörlerin en nefret ettiklerinin ilk dört sırasında, hukuka bağlı özgürlükçü politikacılar, gazeteciler, sanatçılar ve halkın özgürlükçü kesimi vardır. Çünkü politikacılar  “Demokrasiyi”; gazeteciler, “Gerçekleri”; sanatçılar, “Toplumsal başkaldırıyı” temsil eder. Halkın özgürlükçü kesimi ise, kendisini öyle ya da böyle defedecek kitleler olduğu için, diktatörler bu kesimi, “Düşman” hatta, “Terörist” olarak nitelendirirler. Tabii...